Yaşamımda birçok defa kendimi türlü türlü yerli veya yersiz korkulara kaptırdığım zamanlarım oldu. Hepsi zaman kaybından başka bir şey değildi halbuki. Bu genç yaşımızda çoğumuzun en büyük korkusu sanırım gelecek kaygısı. İş anlamında, eş anlamında her anlamda kişiye göre değişen korkularımız var gelecek ile ilgili. Peki acaba geleceğimizin planını biz mi doğru yapamıyorduk yoksa çevresel faktörlerin etkisi miydi? Evet kesinlikle her ikisi de. Ne umuyorduk ne buluyorduk?
Ne istiyorduk ne görüyorduk? Sorular, sorular, sorular… Kimi zaman cevapsız kalan kimi zaman cevaplanan ama tatmin etmeyen o sorular. İnsanların ne yaptığı, ne düşündüğü, neye nasıl tepki vereceği lütfen artık umrunda olmasın. Bu hayata tek başına 1 kere geliyorsun ve tabikide en iyi şekilde yaşamayı hak ediyorsun. Kapat kulaklarını kendine, isteklerine ve hayatına odaklan artık. Her geçen saniye zaman senin aleyhine işliyor. Herkesle aran bozulabilir, sonra tekrar düzelir. Herkesi kaybedebilirsin yerine yenileri gelebilir. Ama kendinle aran bozulduğu zaman inan bana onu geri yerine getiremiyorsun.
Kaygılanmak yerine çözüm ara, üret bul. Çünkü her derdin bir dermanı ve her sorunun bir cevabı vardır bu hayatta. Zaman senin, hayat senin istersen her şey senin ya git sahip çık sıkı sıkı tut ya da bırak ellerinden kayışını izle.
Yazar: Tuğçe Arkaz
Comments